7.19.2006

papa don't preach

umut dolu bir hayat bekliyor sanıyordum bu yenilenmiş türkiye sezonumda. ama hiçbişey öyle değil imiş. zaten hiçbişeyin beklendiği gibi olmayacağını uçak yere sürttürdüğü zaman türk menşevli kardeşlerimizin el çırpmasından anlamalıydım. altı ayda muasır medeniyetler seviyesine gelmeyi beklemiyordum ama... bişeyler işte. bohçamı toplayıp sudan'a gitmek iç savaşlarına beyaz bayrak sallayarak katılmak istiyorum. insan ideallerinden çok küçük olunca bir anahtar-kilit ilişiksizliği vuku buluyor. hafif kadınlar gibi "bu hayatı ben seçmedim tamam mı?" demek istiyorum. baba-ı alinin egolarını ben tatmin etmek istemedim. ben istemedim böyle olsun. yoruldum artık. ben kendi hayatımı yaşarken başkalarının benim hayatım üzerinden prim yapma sevdalarını anlamıyorum. ya bu benim kendi hayatım yahu. niye beyninizin masturbatik sıvılarınızı dimağıma boşaltıyorsunuz. çocuğuma bunları yaşatmayacağım na şuraya yazıyorum-nereye nereye?-. ben istiyorum ki içinde kompülsif geçen bir sinir hastalığından yatırsınlar beni bi düşünen adam bi sıçan adam bi örümcek adam ne bileyim hiç olmadı napolyon olayım. insanlardan korkuyorum. bunu daha önceki noter vekili nihat beyanlarımda da belirtiğim üzre. insanlarla iletişirken üzerime bir kondom geçiriyorum. daha sonra üzüntülere gebe kalmasın diye yaşantım. of ağıraksak yapma böyle. bak filistin olsun neblim dünyanın binbir köşesi yaz köşesi kış köşeşi. ama olmuyor işte. ille de bencil zencilik. hamiş: yaz kızım. hayatının top on kısmında köklü değişiklikler yapılacak-aragaz-.

Hiç yorum yok: