2.10.2007

benbeylegüzelimfalanfilan


"...İnsan uzun süre hiç kimseye karşı hiçbir şey hissedemeyince, bir noktadan sonra kendisinden korkar oluyor. "Ben biraz daha arayı açarsam, bu gidişle hadisenin fikrinden bile uzaklaşacağım; nasırlı duyargalarımın imkân tanıdığı rahatlığa iyiden iyiye alışacağım, aşk meşk meselesinin kepenklerini sonsuza dek kapatacağım" gibilerinden bir vehme kapılıyor.

Bu gibi endişelerin paniğiyle, biraz kendini kandırıp, biraz kendini sırtından itekleyip zorlayıp, kıpırdayası olmayan kalbine ve beynine zorla kıpırtı empoze ediyor.

Anlayacağınız, laf olsun torba dolsun hesabına, kendisine yeşillenecek birilerini arıyor, aramakla kalmayıp bir de üstüne buluyor.Bunlar bünyeye lâzım şeyler. Yok, yoksa, aşk şarkılarında hislenmek için hep envanterden faydalanmak gerekiyor. Geçmiş ilişkiler milişkiler hatırlanıyor, eski defterler açılıyor. Bitmiş gitmiş davaların peşinde, üstün başın manasızca küf kokuyor.

Bu gönül işlerinde envanterden kime ne hayır gelmiş ki canım?...

Yolda karşımıza daha iyi bir şey çıkarsa değerlendiririz elbet; şimdilik bu kadarı da yetiyor. Hatta yetmek de ne, insan hayat belirtisi verdiği için resmen mutlanıyor." Ebru Çapa

2.05.2007

elifbağ öğreniyorum!

Aşkım isyanlardanın yerini aşkım nisyanlardaya bırakmasıyla birlikte hayat komplike olmaktan çıkar. ilk önce artık her yüzde ondan bir şey aranmaz, yeni birileri bulunmaya çalışılırken titizlik aranamamakla beraber bu ileri safhalarda sütten ağzı yanmaya dönüşür ki fenadır, insanlara daha bi temkinli, çekingen yaklaşılır kaşarlık müessesinde işe alınmadıysanız. arkadaşlara daha bir sarılınır, türkan şoray misali "herkesin sevgilisi" olunur. tensel ihtiyaçlarınızı arkadaşın ensesine tokat, saç çekme, ağlayan kızların omuzlarınızda oluşturduğu ıslaklıkla karşılanır, yeşerilir onun olmadığı her yerde canımlar başlar. asillikten avamlığa ya da tam tersine geçilir. ne değilseniz o olunur. Sonra teknolociler gelişir, geniş bant internet hizmetleriyle "al bak bu şargı bizim şargımız olsun", "of ne biçim smayli koydum ama" diyerek "ye avatarım ye" prensibiyle önceden mendil düşürme, gerdan kırma, göz süzme, dokundurma, elle tacizin yerini bu samimiyetsiz/soğuk/ucuz şeyler süsler. Ama geçecek de bir gün gelecektir. ne olucak bu gençliğin hali diye kaygılanmak yersizdir, çünkü gençliğin halini iki kurtlar vadisi bir sihirli annem arasına sıkıştıran entel kuntel sağlı sollu insanlar sorunların köklerine inmekten acizdir. gençler ise her önüne gelene verir. bu da görece iyi bi şeydir. fakat sorunu çözmeleri için onlarında büyümeleri lazımdır. ama büyümek kötüdür. Bu konuda tıbbın aktarlardan daha fazla ileride olduğu muğlaktır. Bu yazının da amacı sapmıştır. susulmalı, bavullar hazırlanmalı, yollara düşülmelidir.