10.19.2006

Boşluğum sana söylüyorum gelenim sen anla!

*Bazen karalar üzerine aklı paklı latin harflerini kimin için yazdığımı düşünüyorum. Bazen düşünmüyorum. Bildiğim bişey var. Ben samimiyim burada. İnsanların aptal yorumlarına ya da telepatik tacizlerine ihtiyacım yok. Kimseye verecek hesabım da yok. Kimsenin de benden alacağı birşeyler yok. Böyük bir edebiyatçı olamayabilirim. Derdimi anlatamaya da bilirim. Ben kendim için yazdığımı düşünüyorum. Bazen de düşünmüyorum. * İnsanlar nasıl bu mertebe sabit fikirli olabiliyor ki. Gerçekten kalp-beyin ya da sol lob-sağ lob ya da sol karıncık-sağ karıncık dilemmaları yok mu onlarda? * Yalnızlığın kaderimiz olduğunu çok derinlerde hissediyorum. Acılı arabeskle değil ama belki bi kings of convenience'in tutunamayan halleriyle. * "Tutunamayanlar" ne de güzel bir sözcük. Oğuz Atay'ın ağzını öpüyorum. * Hangimiz yansıtan bi objeye bakmadan yürüyebiliyoruz yolda belde? En azından bi göz süzüyoruz. İnsanlık adına çok utanç verici değil mi bu? Ancak aptallar aynada kendi oluşturduğu kımıldanmalara bakar. Bu bağlamda maymunlar ve insanlar en aptal varlıklar esasında. * Artık biri olmak olmak istemiyorum ama hayatımız o kadar pazarlar, pazarlamacılarla doldu ki yakında kapı kapı dolaşıp insanların kendilerini pazarlayacağından korkuyorum. Neticede bi toplumda mı yaşıyoruz. Pazar payımızı arttıtıp, kesemizi doldurmalıyız mı? * a,e,o,p,d,b,ö harflerinine sadece harf gözüyle bakmadığımız can sıkıntısında içlerini doldurduğumuz zamanlarda umut fakiri bi arkadaşım "bu dünyadan dolu gitmek önemli, gerisi boş" dediydi. Neden bilmem onu tekrar görmeyi isterim şimdi. * Aşk, "Ben seni sen olduğun için değil, senin gibi olamadığım için seviyorum"dan ibarettir. Yani neymiş. Aşk düpedüz aşağılık bi duyguymuş. * Aşk sözünü sevmiyorum. Aşk diyen günümüz gençliğine 3 yıla kadar hapis ve 35 bin yetele para cezası öneriyorum. Kabul edenler etmeyenler kabul edilmiştir.* En sevdiğim özelliğim kelebek gibi sokup, arı gibi uçmam.

Hiç yorum yok: