4.28.2007

hepimiz karındeşeniz


"...Demokrasi bunu gerektirir: gider türbanıyla Çankaya'da oturur, resepsiyonlara, törenlere katılır, Türk Kadını'nı da balll gibi temsil eder... Laikçi hezeyanlar buna el vermiyor: Bu hakikatle yüzleşmeye; AMA bu topraklarda yaşayan kadınların yüzde altmışının BAŞI BAĞLI. Başörtüsüyle, yemeniyle, türbanla, şunla, bunla. Bizim kadınlarımız inançları gereği başlarını örtmek istiyorlarsa, elbette örteceklerdir.
Bir dinsiz olarak inançlı Müslümanların inançlarının gereğini yapmaları (namaz da kılarlar, başlarını da bağlarlar) beni zerre kadar germiyor da- Batı okullarından başka okul görmemiş, anneannesinin annesi dahi İstanbul'da doğmuş (coğrafi konum anlatılıyor) bir kadın olarak beni bu görüntü (türban) daraltmıyor da-Bu kasmayı/germeyi/gerdirmeyi, 'Bizim haklı yerimizi BUNLAR işgal ediyorlar' ruh halini (temelde yaşadıkları tam da bu! 'kültürel' 'sosyal' sandıkları bir sınıf 'didişmesi' zümre 'çekişmesi') abes buluyor da- ESAS MESELEme geliyorum: Bir nevi Kadın Düşmanlığı Çeşidi olduğunu da düşünmekteyim 'Türbanlı Kadın! Gözümüze Görünme!' krizlerinin. (Kitliceez seni evine!) ...
...Ben yalnızca esef duyarım onları YOK sayarak bunca etkin ve yetkin şahsiyetlerini görmezden gelerek yapılan bunca utandırıcı (DA) konuşma adına... Hakiki bir TEMSİL sorunundan söz edecekseniz de: 'Yüzde on'luk baraj tamamen antidemokratiktir' yazarken bizim gibi zibidiler, nasıl sağır, dilsiz, kör ve bakarkör takıldığınızı hatırlatmak isterim. Yaaaaa! 'Demokrasinin şu dilimi bana yarar; öbür dilimi gerer' diye bi 'şey' olmaz. Onun adı: dik-ta-tor-yaaaa." Perihan Mağden

Hiç yorum yok: