11.08.2008

emmenez-moi vs. mütekabiliyet

*Siz de sıkıldınız biliyorum. Herkes aynı dertten muzdarip. Birbirimizden kaçarak ancak bir diğerimize varıyoruz. Mikrokozmozumuz da aynı. Bu elektronlar değil miydi protonun dibinde dönüp birbirlerine gıcık olan. *Aslında hayat çok sade ve basit bir şey ama basitlik biraz karmaşık. Neticede bir zerrede gördüğümü bir gezegende, bir çanta tokasında, iki nota arasındaki es işaretinde de görebiliyorum. Ama bunu birbirine bağdaştırmak için kanat ve rakım gerekiyor. Onlar da ancak kendilerine yetecek kadar zeka, çokça da içgüdü barındıran kuşlara bahşedilmiş ekseriyetle. -tamam uçan balıklar var, memeli hostesler var- Yine de her şeyin içindeyken, dibdibeyken sorunlarla; so  n gibi bişi görüyosunuz ya da işinize öyle geliyor. Bilmiyorum. Esasında harfleri karıştırarak özel olsun cins olsun, bir sürü varyasyon elde edebilirsiniz. Ben o iki harfi yok sayıyorum bilincimin çokça altında. Gördüğüm şeyle dehşete düşmemeye çalışırken, debelenirken daha da beter yapıyorum her şeyi. Yani yapmıyor da olabilirim. Belki de en kralefem benim o sırada. ama sorun olanlar değil hissettiklerimde. * Hayatı sadece kendi çevresinde döndüğünü sanan bi arkadaşım vardı. Yurtdışı deneyimlenmelerinden döndükten sonra "sen niye öyle diyosun, oralılar çok farklı, biz çok çeşit, onlar sıfır kalori, biz köy ekmeğiyiz" gibi çeşitlemelerde bulunduydu. Ben insanın da aslında tek bir karakteri -kültür değil- olduğunu düşünüyorum. Hep diğerini -bir sebepten- dışlarken aynanın -aynı sebebin- bi parçasını kırıveriyoruz. O kırık aynada çok da gerçekçi olmayan gördüğümüz imgelerimizle mutlu oluyoruz. Ama başkasının bakıp kelekliklerimizi gördüğü gerçekliğini nasıl göz ardı edebiliyoruz onu aklım ermiyor.  *Noktalı virgülün ne zaman kullanılacağını asla öğrenemedim. *Bağcıklarımı bağlamayı 16 falan yaşımda öğrendim, kravat asla bağlayamadım. *Analog saatlerden hep nefret ettim. Hala okurken teklerim. *Parfümleri ve deodorantları-sera gazı- asla sevmedim. Bi şeylerin üstünü örtmeyi-yataktakiler dışında- hiç etik bulmadım. Sidik de içerse ter kokularını, bana bi öpücük ver sana bu akşam ne yediğini söyleyeyimleri iğrenç ama daha insani buldum. *Güneş gözlüklerinin, atkıların, poşuların fonksiyonlarından sapmalarından, aynı zeitgeist'lerde yaşadığım insanların bilinçsizliklerinden gına geldi. (Çizim: David Shrigley)

Hiç yorum yok: