1.28.2009

yasamasafasofiso

 *Bakın! bakın! İki elimi bırakarak krizi fırsata dönüştürebiliyorum. Aman Allahım. Fırsat kelimesinden de tiksindiğim kadar neden tiksinirim diye düşündüm şimdi de bulamadım. O kadar fena. Fırsat sanki başkasının malını gasp etmek gibi adeta, fiili livata gibi benim için. Şu hayatta her bi şeye pragmatik yaklaşmayı belletilmiş bir düzenden de başka kelime beklenemez tabii ki. Yani üç kuruşa beş köfte verebilecek bir küçük esnafın yokluğundan oluyor ne oluyorsa. *Anakara sayfamın ortasında iken tam da değişik duygular içerisindeyim. Çok değişik, hayatta tatmadığım duyguları tadıyorum çok fena. Ateşle oynuyorsun diyorum kendi kendime, kendi kedime diyemiyorum çünkü o şu an çok uzaaklaardaaa (yunan ezgisi artı nilüfer yorumuyla). Yani ilk kez hissedilen duygular onları tanımlama biçimlerimiz obiçimlikten çıkıp gayet rasyonel bir hal tavıra dönüşüyor. Evet inkar etmedim hiçbi zaman ama görmemezlikten gelmek de tinimize bi fayda sağlamıyor. Ama yoğun hissettiğin bir şeyleri sanki o diğer püften duygular gibi gaz halinde değil de katı gibi boynunda çıkan bi beze gibi hissediyorsun. Böyle hani oynamaktan kendini alamazsın, bastırsan geri de gitmez anca bir o yana bir bu yana yatar. Öyle bir şey işte. (Erkin Koray-Erol Evgin düeti) * Arkadaşların vardır senin bi de. Onları sıradan görmek lazımdır. Sıradan görmezsin onları yanlış anlaşılmasın, hepsi nevi şahsına münhasırdır. Zaten arkadaş hususunda asla jakoben, opportünist ne bileyim faşist ve bilimum siyaset terminolojisindeki sıfatları kullanmaksızın özgürüm ve bağımlıyım(bi kere de çelişme be) . Herkesin herkese ihtiyacı var. İnsan sadece kendi dünyasında dönerse ancak kendi kadar olabilir. O ilkokuldaki haftada beş çeşit beslenmeye mahkum oluşumuz gibi. Tamam simit ayranlar hep yanımızda olsun. Ama bozukluk çıkmıyo bazen işte olamıyorlar yanımızda takamıyoruz simitleri kolumuza. Patates gününe kalıyoruz bazen de. Hemen ama ben çok severdim papates gününü diye başlama boşluk. Hepimiz o annelerimizin sabahın köründe kızarttıkları yağa belenmiş on saatten sonra sittin sene erekte olamamış penis misali papateslerin favori yiyeceklerimiz olmadığını biliyoruz. Neyse burdan tüm papateslerden özür diliyorum. Sadece verdiğiniz tat benim favorim diil. Ama insan aramıyor da değil bazen işte. Ben de sizin patatesinizim biliyorum. *Fırsattan daha tiksinç bir kelime daha varsa o da canımcımdır.

2 yorum:

Unknown dedi ki...

pişt naber. napyosun lan ankarada hayvan. cok abartılı laflar yazmışın merak ettim. ya bi de gece yarısı bi uyandım bi mesaj. senden gelmiş. o halimin ağzına sıçmak istiyorum falan dio bişiler dio. anlamadım böle. o eski halimden eser yok şimdi dermişsin gibi. o halimin ağzına, hangi halin? naptı ki bu çocuk diorum. off sora sabaha karşı tekrar uyandım bu sefer de tutturdum bu halim mi acaba die. ama halim kim? bu halim kim yarebbi diorum kendi kendime. acaba mesajı mı yanls cekti diorum. en son sabah yüzümü yıkayınca fark ettim ki meger o dizideki halimden bahsediosun. yani öyle dimi. hani oteli aldı falan. ben de deli oldum. oyy oy. sonunda anladım ama. ben de dişciden geldim dişim aciyi cok korkutucuydu ühühü. aksam avrupa yakesi var iyi seyirler dilerem
hadin görşürük canımcımmmm

ps: ayrıca pattes göndermen de gözüme batmadı diil.

ağıraksak dedi ki...

Allah cezanı lan. Apostroflara gelesin. Pişmiş kelle smayliy. Patates hususunda da ben lafımı ortaya koyarım, isteyen alarko keriyır, gerçek konfor.