5.14.2006

...kendime söylediğim...

çok fenafillah hallerdenim. bugün pek fena bir gün. içinde bulunduğum günlerin en kötülerinden. hayır sorun ne bilio musunuz? insanlara illaki de ölü numarası yapmanız gerekiyor durup eğilmeleri için halinize. hayır yaşıyorsanız illaki onların sorunlarını anlayışla karşılamanız, anlattıkları temelfıkralarımsılara gülümsemeniz, kendi umutlarınızı arka cebinize tıkıştırmanız gerekiyor. ama yok gözlerine soka soka maviyim diye bağırmak lazım. aklıma insanların suratına yapıştırmam cevaplar neden o anda gelmez de yarım saat sonra hayıflanırım. kişisel gelişim kitapları bunları yazar mı? neden bütün sahne adamlarının eğildiklerinde içsel çamaşırlarını ve işlenmiş metallerin pırıltılarını görürüz. hayır ne işe yarar bu metaller o zaman? neden insanlar hayır demek istediklerinde hayır demezler. neden insanları kilometrelerce yorarlar? kısa mesaj servisi acil çıkış mıdır? bir cevapsız aramalar haybeye midir? insanın iç sıkılması illaki histerik hissiyatına mı bağlanmalı? hayatla bi sorunu olamaz mı? freudyen geometri için fazla önlinans değil miyiz? bu şarkıların hepsinin gerçekten anlamı var mı? bi zanaatçı sözleri kusarken herkesin dinleyeceğini hayal eder mi? bu hayal hastalıklı bi duygu değil midir? ecnebiyat bilir mi bu dünyada yok da vardır? ya da dünyanın kendi 25lerinden daha kozmopolit olamayacığını mı düşünürler? niye şovenismim beni rahatsız etmiyor? bi yolda mı yürüyorum yoksa yoksa dikey bir kütlede tırmanışta mıyım? kendimi bırakırsam olduğum yerde kalır mıyım yoksa dibe mi geri dönerim? cevaplar önemli değil. sorular sırtımı çürüttü zaten. bi de cevapların yükünü taşıyamıyacağım. hamiş: artık "en"lere inanmıyorum. NASA da yalanlıyor zaten.

Hiç yorum yok: