5.10.2006

rüyalar gerçek olsa..

"...Planlar havada kaldı 1974'te doğal sit alanı ilan edilen İstanbul Boğazı'nda, 1983'te çıkarılan Boğaziçi Yasası ve imar mevzuatıyla da bölgedeki doğal, kültürel ve tarihi değerlerin nüfus ve yapılaşma baskısı altında boğulması önlenmek istendi. Sarıyer, Beşiktaş, Beykoz ve Üsküdar ilçelerinin İstanbul Boğazı'ndaki 4 bin 634 hektara yayılan denizi gören tüm noktalar 'Boğaz Öngörünüm Bölgesi' ilan edildi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı Boğaziçi İmar Müdürlüğü'nün denetimine bırakıldı. İstanbul Boğazı öngörünüm bölgesine, imar planlarında konut alanı olarak öngörülen alanlarda sadece okul gibi resmi kurum veya lokanta gibi kamuya açık işletmeler için imar izni veriliyor. Konut alanlarındaysa yüzde 6 oranında yapılaşmaya izin veriliyor. Örneğin İstanbul Boğazı'nda 2 bin metrekarelik bir arazi sahibi ancak 120 metrekarelik bir konut yapabiliyor ve konut alanı dışındaki arazi yeşil alan sayılıyor. İmar planları kâğıt üzerinde iyi görünse de kaçak yapılarla mevcut durum olması gerekenden çok uzakta. Karadan, havadan ve denizden imar planlarına aykırı yapıları tespit çalışması yapan Boğaziçi İmar Müdürlüğü, Hazine arazisindeki gecekondudan imar planlarına aykırı yoğunluğu ya da bölümleri bulunan villa, eğlence merkezleri ve ünlü restoranlara kadar binlerce yapı belirledi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Encümeni, bu yapılardan 3 bin 7'si için yıkım kararı aldı..." Sabah

Hiç yorum yok: