3.12.2009

Pembeyse başkasının olsun o zaman.

Biraz önce dışarıdan kapı gıcırtısı/kapı açılış sesi geldi. Bi an başkentte salonun salomanjesinde sokağa en yakın olan sandalyede oturduğumu hissettim ve tabii ki komşumuz eski Ankara asilzadesi Şükrağn Teyze kapısını açmış yine bi şeylere bağırıyordu. Bazen oluyor böyle hisler. 

Ordan da bu aklıma geldi, ortaokuldayken en büyük heyecanlarımdan biri her sene yenilenen gıcır gıcır çevre düşmanı kitapların ortalarından bi yeri açıp burnumu iki kağıdın kavuştuğu yere dayararak "Burası Almanya kokuyor, Burası Danimarka kokuyor" demekti. Genelde bilmediğim ülkelerin kokularını(ünlem) da tahmin yoluyla anlayabiliyordum. Tabi insanın en çok hoşuna giden şey, yakınında yamacında kim varsa sana inanmasıdır. Sıra arkadaşımın da bana hak vermesi beni bu konuda bir eksper yapmıştı. Hatta alanımda tektim. Kimse böyle salakça bi hareketi yapmıyodu da ondan. Neyse ben hala yaparım ama artık binli yaşlarımızda olduğumuz için ne sizi onaylayacak bir sekiz tuşumuz ne de o kadar uzak diyarlara götürebilen kağıtlar var. Kokular da mı aynileşti ki. Yoksa hayata bakışıma perde mi indi lağn?

Hiç yorum yok: