3.01.2009

sadecepazarlarıyazılanyazı

   Kucubikucubikucubilavd fon müziği eşliğinde, sabah şekeri kıvamında raks ederek girmek isterdim programa lakin keyfimin yerli yersiz değişmesi beni bu tür kıvrak hareketlerden alıkoyuyor. Son zamanlarda değişen bişi yok da değil Ayça'cığım. Her şey o kadar ters köşe ki hızına ne ben yetebiliyorum, ne de durdurabiliyorim kontratakları -Fitbol terminolojisinde uzman prezentabl bay-. Sürekli koşmam yetişmem gereken her şeyler var. Tabi bu yürüyen merdivenleri bile tırmanarak çıkan modern şehirli insan repliği değil. Zihinsel, tinsel, tensel işte kafiye ne kadarını alıyorsa ona dair bişey. Müteheyyiç duruşumu mu kaybediyorum insanlığa karşı yoksa laağn diye de içimden geçmiyor değil. Sevişmekten başka yapılacak bi şeyin kalmadığı zamanlardaki apatikliğim gibi beni sinir eden lakin "yapıcakbişiyok" telkinimle kendi içinde cool duran duruşa "lö eğiğeksek duz puvan" diyorum. İyi boklar yiyorsun. Dün elime geçen 200 TLlik banknottaki Yunus Emre derler bir adamın sevelim sevilelim aforizmasına kanış belki de. İnsanın en doğal ihtiyacı bu etken ve edilgen eylemler yaraları sarar da yaralar da. Lakin bu bizim biçem kaygımız her noktada kendini gösteriyor. Nasıl olmalı da olmalı. Hemen kaçıp gidilmeli mi karanlık odalardan, dışarıda kocaman bir güneş varken. Kimse de olmamalı güneşin etrafında o zaman. O parlasa parlasa dursa ama gözünün gördüğü her şeyi aydınlatan bu gerzek daire bi insanın zihnini aydınlatamıyor. Kafama bi delik açsam aydınlanır mıyım sempatikliğinde espriler falan bile yapılabilir bu durumda. Ama şimdi hiçbi şeyin değeri yok, ne güneşin ne de onun ışınlarını yansıtan nesnelerin. Kimse yeterince sevilebilir değil. Ya da hakedişlerde bi sorun var. Bu yüzden insanları tanıyana kadarki ile onları kabullenişimizden sonraki evreler iyi güzel de. Peki o diğer ara n'olucak. Kopuşlar, Zeynep Tokuşlar, binbir çeşit delikten girişler çıkışlar, yine de bakışlar falan. Dünyayı sadece güneşle yaşamak mümkün değil ne yazık ki zaten o da dünyada değil. O yüzden bunu yaşamak, tükürdüğünü yalamak zorundasın ağıraksakçığım. Zaman ilaç değil ama, zaman çürütücü. Rahat ol, bırak somurt, kamaralar kapalı. Kimseye -mişçilik yapmak zorunda değilsin. Git hedonist falan ol neblim şimdi bilemedim ne diyeyim kendime. 

 
  
"When you're feeling down and your resistance is low, light another cigarette and let yourself go. This is your life." Beach House (ya da Queen)

Hiç yorum yok: